8.03.2012

ŞİDDETİN KODLARI

"Bundan on beş sene evvel Rusya’nın kuzeyinde esir olduğum zaman doksan esir zabitlerimizle beraber büyük bir fabrika koğuşunda bulunuyorduk. Sıkıntı ve ruh darlığından çok münakaşalar, gürültüler oluyordu. Umumun bana karşı ziyade hürmetleri olduğundan teskin ediyordum. Sonra, sükûneti muhafaza için dört-beş zabiti tâyin ettim. Ve dedim; “Hangi köşede bir gürültü işittiniz, hemen yetişiniz. Hangi taraf haksız ise ona yardım ediniz.”
Hakikaten bu tedbir ile gürültünün önü alındı. Benden soruldu: “Ne için haksıza yardım ediniz, diyorsun?”

Cevaben, o zaman demiştim ki: “Haksız insafsızdır. Kırk dirhem kıymetindeki umumi huzur için bir dirhemlik menfaatinden vazgeçmez. Haklı adam ise insaflı olur. Bir dirhem hakkını, umumi huzur için arkadaşlarının menfaatine fedâ eder, bırakır. Gürültü kalkar, sükûnet iade edilir. Bu koğuştaki doksan zât istirâhat eder. Eğer, haklının yanında olunsa, gürültü daha da artacak. Bu tür içtimâi meselelerde, umumun menfaati dikkate alınır.”

Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Lem'alar risalesinden Yirmi Sekizinci Lem'ada böyle yazmış.

Bence de bir çok kavga ve münakaşanın özünde kim haklı, kim haksız ayrımı; ve bu ayrımın ortaya çıkardığı kim kazanacak, kim kaybedecek kaygısı; ve bu kaygının tetiklediği mahkum değil hakim olma güdüsü var. Ne zaman kaybetmeyi de kazanmak kadar erdem sayar ve makul karşılayabilirsek, o zaman kadına, çocuğa, öğrenciye velhasıl birbirimize yönelen şiddet belasından  kurtulmuş olacağız..
--------------------------------------------------
“İşte onlar, gösterdikleri sabır ve sebattan dolayı çifte mükâfat alırlar. Onlar kötülüğe iyilikle mukabele eder ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan, Allah yolunda harcarlar.” (Kasas, 28/54)

Hiç yorum yok: